Göz kapağı estetiği ameliyatı ile hem kozmetik hem de fonksiyonel iyileşmelerin elde edilmesi mümkündür.
Göz kapakları fonksiyonel anlamda oldukça önemli yapılardır. Gözün kornea tabakasını korurlar ve gözyaşlarının dağılmasını sağlayarak gözü ideal nem dengesinde olmasını sağlarlar. Göz kapaklarındaki yapısal sorunlar nedeniyle korneanın açıkta kalması, epitel sorunlara veya enfeksiyon oluşumuna neden olabilir. Göz kapağı sorunları türlerine ve ilerleme seyirlerine göre göz tahrişi, ağrı veya görme kaybı ile karakterize bir dizi soruna yol açabilir.
Göz kapakları anatomik olarak kompleks bir yapıya sahiptir. Temel olarak iki bölümden oluşur. Ön deri ve kas tabakası yumuşak tabakadır. Arka kısım serttir ve transkonjunktival tabaka olarak adlandırılır. Göz kapaklarının derisi vücudun en ince cilt katmanıdır ve neredeyse şeffaf bir yapıya sahiptir. Normal şartlarda cilt altı yağı yoktur, üst ve alt kapağında çizgili bir deri altı kası bulunur.
Göz kapağı sorunları geniş bir yelpazede görülebilir. Kendi kendine düzelen iyi huylu tümörlerin de kötü huylu tümörlerin de bölgede oluşması mümkündür. Enflamasyon, enfeksiyon, ektropiyon, entropiyon ve blefaroptoz gibi yapısal sorunlar da göz kapaklarını etkileyebilir.
Çoğu göz kapağı rahatsızlığı görmeyi engelleyici ya da yaşamı tehdit edici değildir. Ancak bazı sorunlar gözlerde yanma, tahriş, ağrı ve yabancı cisim hissi yaratabilir. En yaygın görülen göz kapağı sorunlarından biri blefarit adı verilen göz kapağı iltihabıdır.
Göz kapaklarının içe dönmesi sonucu kirpiklerin veya cildin göz yüzeyi ile temas etmesi durumu entropion olarak adlandırılır. Entropiyon tahrişe ve rahatsızlığa neden olabilir. Göz kapağında entropion olduğunda gözler hızlı bir şekilde kırpıldığında göz kapakları dönebilir. Genellikle yaşlı kişilerde ve üst göz kapağından ziyade alt göz kapağında meydana gelir.
Entropion nedeniyle yaşanan rahatsızlıkların kontrol altına alınmasında yapay gözyaşlarının kullanılması gerekebilir. Fakat bu geçici bir önlemdir. Entropiyon tedavisi kapsamında cerrahi yöntemlere başvurulur. Tedavi edilmediği takdirde entropiyon korneaya zarar verebilir, göz enfeksiyonlarına neden olabilir ve hatta zaman içerisinde görüşü tehdit eder hale gelebilir.
En sık görülen entropiyon belirtileri arasında göz kızarıklığı, gözde batma, göz tahrişi, gözlerde sulanma, göz kapağında kabuklanma, ışığa ve rüzgara duyarlılık şeklinde sıralanabilir. Ağrı, ışığa duyarlılık, görüşte azalma ve gözde kızarıklık gibi belirtiler yaşandığında kornea yaralanması söz konusu olabileceği için zaman kaybetmeden tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi önerilir.
Göz kapağı kaslarında zayıflık, yaşlanmaya bağlı olarak dokuda meydana gelen gevşeme, cilt kanseri, travma, göz kapağında büyüme, doğumsal anomali gibi farklı nedenlerle görülebilen ektropiyon, alt göz kapağının dışa doğru dönmesi veya sarkması ile karakterize bir göz kapağı sorunu olarak tanımlanabilir. Göz kuruluğu, tahriş ve kornea hasarına neden olabilen bu sağlık sorununun tedavisi aksatıldığında görüşe zarar verebildiği bilinmektedir. Ektropiyon tedavisi hasta özelinde planlanmakla birlikte kesin tedavi için operasyon gereklidir.
En yaygın görülen göz kapağı anormalliği olarak sınıflandırılan trikiyaz, kirpiklerin içe doğru dönmesi ve göz küresine batması ile karakterize bir problemdir. Trikiyaz varlığında kirpikler göz kapağı boyunca ya da göz kapağının küçük bir kısmında dönebilir.
Geçirilen bir göz enfeksiyonu sonrasında ya da göze alınan travmaları takiben kirpiklerin içe dönmesi söz konusu olabilir. Kimi zaman yaşlandıkça cildin elastikiyetini kaybetmesi de trikiaz nedeni olabilir. Çocuklarda da görülebilen bu sağlık sorunu çoğunlukla yetişkinleri etkiler. Trikiaz tedavisi hasta özelinde farklı tekniklerle gerçekleştirilebilir.
Göz kapağında oluşan kistler şalazyon olarak adlandırılır. Şalazyonlar küçük, kırmızı, hassas ve şişmiş bir alan olarak ortaya çıkar, birkaç gün içerisinde yavaş ve ağrısız bir şekilde büyümeye başlar. Sıklıkla göz kapağındaki bir yağ bezinin enfeksiyonu olan arpacık oluşumu ile karıştırılabilirler. Arpacık, göz kapağının kenarında ya da iç kısmında şiş, ağrılı bir yumru oluşturur.
Şalazyon oluşumu birçok farklı nedenle gündeme gelebilir. Göz kapaklarının kronikleşen iltihabı, viral enfeksiyonlar, sebore, tüberküloz ve nadiren cilt kanseri şalazyon oluşumuna yol açabilir. Şalazyon yetişkinlik döneminde daha yaygın olarak görülür, tedavisi hasta özelinde belirlenir, kistin sıkılmaması gerekir.
Ksantelazma genellikle göz kapağının iç kanthus yakınında oluşan yağ plağıdır. Yumuşak, orta sertlikte ya da sert yapıya olabilir. Sıklıkla simetrik olarak ortaya çıkar. İlerleyici ve kalıcı özellik gösterebilir. Kolesterolün vücudun çeşitli bölgelerinde birikmesi anlamına gelen Ksantomun en yaygın alt tipidir. Genellikle kendi kendine geçmez, aynı boyutta kalabilir ya da büyüyebilir.
Ksantelazma tedavisi büyük çoğunlukla kozmetik amaçlarla gerçekleştirilir. Tedavi kapsamında cerrahiye, lazer tedavisine, kimyasal peeling uygulamasına veya kriyoterapiye başvurulması gerekebilir. Göz kapağında yağ plağı olan hastaların tedavi süreçlerine kişi özelinde karar verilir.
Pitoz veya pitosis olarak adlandırılan patolojik göz kapağı düşüklüğü tıbbi sorunlar, yaşın ilerlemesi ve travmaya maruz kalınması gibi çeşitli nedenlerle oluşabilir. Göz kapağı düşüklüğü tek taraflı ya da iki taraflı meydana gelebilir.
Durumun ve kapaklardaki düşüklüğün ciddiyetine bağlı olarak görüşün engellenmesi söz konusu olabilir. Göz kapağı düşüklüğü geçici ya da kalıcı olarak ortaya çıkabilir. Hem doğuştan hem de ilerleyen yaşla birlikte kişilerde pitoz görülebilir.
Göz kapağı düşüklüğü belirtileri arasında en sık görülen üst göz kapaklarının birin de ya da ikisinde sarkma meydana gelmesidir. Sarkmanın boyutu farklılık gösterebilir, bazı kişilerde dikkatle bakıldığında fark edilemeyecek ölçüde olabilirken bazılarında görüşü engelleyecek denli belirgin bir hal alabilir.
Pitozun ilerleme durumuna bağlı olarak kişilerin yüz ifadelerinde yorgun ve donuk bir izlenim oluşabilir, görüşünü arttırmak için kişi kafasını eğip çenesini yukarı kaldırarak görüş açısını artırmaya çalışabilir, gözlerde kuruluk ve yaşarma gibi şikayetler oluşabilir.
Göz kapağı düşüklüğü tedavisi kişi özelinde değişiklik gösterebilir. Tedavi planlamasında hastaların göz kapağı düşüklüğü neticesinde görüşlerinin engellenip engellenmediği, göz kapaklarının hareketlerinde kısıtlanma olup olmadığı, kişinin yüz ifadesindeki değişimden nasıl etkilendiği, hastanın yaşı, göz kapağı kaslarının fonksiyonel olup olmadığı gibi bir dizi unsur dikkate alınır.
Detaylı kontrollerin de ardından göz kapağı düşüklüğü tedavisi kapsamında üst göz kapağı estetiği, gözlük kullanımı, göz kapağı kaslarının sıkılaştırıldığı pitoz cerrahisi gibi farklı yöntemlere başvurulabilir.
Göz kapaklarının açılıp kapanması ve uygun pozisyonda durması bölgedeki kasların görevidir. Göz kapağı kası fazla zayıf olduğunda diğer bir deyişle göz kapaklarındaki düşüklüğün giderilebilmesi için kasların güçlendirilmesi gerektiğinde frontal askı tekniğine başvurulması gerekebilir. Tek göz kapağı için yaklaşık 15 dakikada tamamlanan operasyon sonrası gözlerin 1 gün bandajlı kalması gerekir.
Göz kapaklarında düşüklük oluşmasına neden olabilen birçok unsurdan bahsedilebilir. Özellikle tek göz kapağında meydana gelen düşüklük sinir yaralanmasına veya arpacık oluşumuna işaret edebilir. Kimi zaman kas ve tendon gerilmesine bağlı olarak LASIK ve katarakt cerrahileri de göz kapak düşüklüğüne neden olabilir.
Bazı durumlarda göz kapağının düşmesi beyin tümörü, felç, sinir hastalıkları veya kanser gibi ciddi sağlık sorunları ile de ilişkilendirilebilmektedir. Gözlerin sinirlerini ve kaslarını etkileyebilen Miyastenia Gravis gibi nörolojik bozukluklar da pitosis nedenleri arasında gösterilebilir.
Göz kapağı düşüklüğü tedavisi kapsamında farklı yöntemlere başvurulmaktadır. Yöntem belirlenirken göz kapağı düşüklüğünün nedenleri doğrultusunda hareket edilir. Kişinin göz kapağındaki düşüklük nedeni göz kapağının açılıp kapanmasından sorumlu Levatör kasında meydana gelen fonksiyon bozuklukları olduğunda bu kasın onarılması gerekir.
Tek başına göz kapaklarındaki cilt sarkmalarının giderilip göz çevresini gençleştirmek için başvurulan göz kapağı estetiği bu durumda etkili değildir. Kişinin üst göz kapağındaki düşüklüğün nedeni cilt sarkması olduğu durumunda ise blefaroplasti ile sorun giderilebilir.
Göz kapağı estetiği ameliyatı ile hem kozmetik hem de fonksiyonel iyileşmelerin elde edilmesi mümkündür. Alt ve/veya üst göz kapağı estetiği;
Üst göz kapaklarında görüşü engelleyen cilt sarkıklarının olduğu,
Göz altlarında torbaların oluştuğu,
Göz kapaklarının cilt altında yağ birikimlerinin bulunduğu,
Göz kapaklarındaki cilt sarkmaları nedeniyle göz çevresi yaşlı görünen,
Göz kapaklarındaki yapısal deformasyonlar nedeniyle estetik kaygılar duyan kişilere gerekli tetkiklerin yapılmasının ardından önerilebilir.
Göz kapağı yaşlanma belirtileri nelerdir?
Göz kapağı cildi, vücudun en ince yapıya sahip olan cilt kısmıdır. Yaşlanma ile birlikte cilt genelinde elastikiyet kaybı yaşanır. Elastikiyet kaybı ile yerçekimi kuvveti birleştiğinde alt ve üst göz kapaklarında cilt gevşemeleri ve sarkmaları oluşur. Alt göz kapağındaki fazla cilt kırışıklıklara ve bölgesel şişliklere neden olur. Bu durum kişide uykusuz, yorgun ve bitkin bir ifadeye yol açar.
Üst göz kapağındaki cilt fazlalığı ise sarkar ve sarkma miktarına göre görüşü engelleyebilir. Göz küresinin çevresinde tamponlanan ve sarkan yağ tabakası torbalaşmalara yol açabilir. Tüm bu değişimler göz kapağı yaşlanma belirtileri arasında yer alır.
Yol açtıkları kozmetik ve fonksiyonel değişimler kişinin göz şeklini değiştirebilir, bakışlarına yorgun bir hava katabilir ve göz kapaklarının şeklen bozulması estetik kaygı duyulmasına yol açabilir.
Göz kapak yaşlanması için en ideal tedavi yöntemi
Göz kapağı yaşlanması için en ideal tedavi yöntemi hasta özelinde ve yaşanan şikayetlerin kapsamına göre değişiklik gösterebilir. Belirgin derecede sarkma olmaması halinde ameliyatsız uygulamalar ile başarılı sonuçlar alınabilirken kişinin ifadesini değiştirecek düzeyde yoğun sarkmalar ve kırışıklıklar için göz kapağı estetikleri gündeme gelmelidir.
Göz kapağı estetiği alt göz kapağı estetiği ve üst göz kapağı estetiği olmak üzere iki ayrı bölümde incelenebilir. Hastaların ihtiyaçlarına göre bu iki alt tür ayrı ayrı ya da eş zamanlı uygulanabilir.
Göz kapağı ameliyatı sonrası erken süreçte hastalar uyuşma, göz çevresinde şişlik, morluk, gözlerde kuruluk hissi, ışığa karşı hassasiyet ve hafif düzeyde ağrı gibi şikayetler yaşayabilirler. Şikayetlerin minimize edilmesi için cerrahların önerileri ile soğuk kompres yapılması gerekebilir. Hissedilen ağrı basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilecek düzeydedir.